25/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşler Sınıfında Yer Alan Mesleklerde Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Kanunu Kapsamında belge alma zorunluluğu getirilen meslekler belirlenmiştir. Bugün itibariyle 81 farklı meslekte Mesleki Yeterlik Belgesi verilirken bunlardan 37’si inşaat sektöründe yer alan mesleklerdir. Yapılan değişikliklerle daha önce özel kuruluşlar ve MEB onaylı belgeler geçerli sayılmaz kabul edildi. Akademik, üretici, uygulayıcı, MEB ve meslek liseleri gibi birçok alandan oluşturulan kurullar ile belirlenen standartlar kapsamında sınavlar yapılmaya ve belgeler verilmeye başlanmıştır.
Türkiye’de yapı kimyasalları sektöründe uygulama sı yapan tahminen 60.000 seramik ustası, 5.000 su yalıtımı, 1.500 zemin kaplama, 60.000 boya, ısı yalıtımı ve alçı dekorasyon ustası olduğunu söylemek mümkün.
Bunlar içerisinde belgeli uygulamacı usta sayısının %5 mertebesinde olması, mevcut belgelendirme sisteminin ve alınan yasal önlemlerin aslında yeterince iyi işlemediğini ortaya koymaktadır. Sosyal medya kullanan ustalar içerisinde bu oran ise %30 seviyelerine kadar çıkmaktadır. KYK Usta Kulübü Facebook sitesinde yapılan ankete katılan 348 ustanın 209 usta MYK belgesi olmadığını(%60), 111 ustanın belge aldığı (%32) ve 28 usta ise belgeye sahip olduğunu (%8) beyan etmiştir. Şantiyelerimizde hala belgesiz binlerce uygulamacı çalışmakta olup yerli uygulamacılar kadar mesleki tecrübesi olmayan Suriyeli, Afgan, Iraklı, Azeri, İranlı vb. uygulamacılar mevcuttur. Tüm bunlar sektörün doğru uygulamacılarla imalat yapmasına engel olmakla kalmayıp haksız rekabetin önünü de açmaktadır.
İmalatçılar açısından bu haksız rekabet maliyetler açısından bir avantaj sunuyor gibi görünsede sonrasında oluşan yanlış işler ve eksik uygulamaların onarımı için daha fazla para harcanıyor, bu harcama müşteri ile müteahhit arasında her anlamda sorunlar yaratıyor.
Doğru uygulama için fiyat tek faktör olarak ele alınmamalıdır. Uygulamacının yeterliliği (belge ve referans sorgulaması) alınan malzemenin uygulayıcı tarafından daha önce kullanılıp kullanılmadığı, nerelerde iş yaptığı, yeterli ekipmanının olup olmadığı, yeterli sayıda ekibinin olup olmadığı gibi daha birçok konuda bilgileri teyit ederek işi öyle vermelidir. Ne yazıkki yaygın işleyiş böyle değil. İşi yapacak uygulama ekibinin mesleki yetkinliğinden ziyade düşük maliyetle çalışması genelde birinci aranan kriter olarak karşımıza çıkıyor. Halbuki denetim mekanizmaları tam olarak çalışsa, işverende mesleki bilgi ve tecrübeyi öncelikli olarak arasa, uygulamacılarda işi alabilmek adına kendi yeterliliklerini geliştirmek için çaba sarfedecekler.
Peki MYK bu sürecin neresinde? Amacı ulusal ve uluslararası meslek standartlarını temel alarak teknik ve meslekî alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek; denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya ilişkin faaliyetleri yürütmek için gerekli ulusal yeterlilik sistemini kurmak olan MYK, akredite belgelendirme kurumları aracılığıyla uygulamacıların belgelendirmesini sağlıyor. İnşaat sektörünün bir çok alt sektörü tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfında yar almasına ve uygulamacılarının mesleki yeterlilik belgeli olması zorunluluğuna karşın sahada denetlemeler artmadıkça ve yeterli sayıda mesleki yeterlilik belgesine sahip uygulamacıya asla ulaşılamayacak. Mesleki belgelendirme sürecinin doğru bir şekilde devam edip tamamlanması için devletin denetim mekanizmalarını artırarak güçlendirmesi, müteahhit ve yüklenici gibi işverenlerin, sigortalı ve belgeli uygulamacı istihdam etmesinin teşviklerle desteklemesi gerekmektedir.